fbpx

Farkındalık Nedir?

farkındalık

Farkındalık nedir?

Son dönemde iyice popüler oldu bu kavram, ya da İngilizce adıyla “mindfulness”. Yoga stüdyolarından başladı, evlerimize kadar girdi. Hatta artık pek çok şirket çalışanlarına farkındalık eğitimleri vermeye başladı. Biletix gibi online bilet satış sitelerinde bile bir etkinlik olarak satışını görmemiz mümkün. Ünlü eğitmenlerin kitaplarını okuyup konuşmalarını dinleyince, bu beceriyi kazanmış mı oluyoruz?

 

Peki hakikaten nedir bu farkındalık?

Önce tanımlamayla başlayalım. Çok farklı tanımları olmakla birlikte, benim en sevdiğim tanım şu: Farkındalık, dikkatimizi şimdiki zamana bilinçli ve yargısız bir şekilde yöneltmek ve ardından seçimlerimizi yapmaktır. Yani öncelikle dikkati odaklama çalışmasıdır ve dikkatimizi şu ana yönetmektir. Ardından o an algıladıklarımızı hiç iyi/kötü, olmalı/olmamalı gibi yargılamadan kabul etmektir.

 

Neden dikkati şu ana yöneltmek önemli?

Dikkatimiz, belki de en önemli hazinemiz. Bir arkadaşınla yaptığın sohbet, öğretmenin anlattığı ders, sınavda çıkan sorular… gibi pek çok durumda dikkatimizi odaklamamız gerekiyor. Doğru düşünebilmek, belirli bir konuyu derinlemesine araştırmak, yeni şeyler öğrenebilmek, sağlıklı ilişkiler kurmak için sakin ve odaklı bir zihne ihtiyacımız var. Ancak dikkatimizi uzunca süre bir yerde tutmak artık pek çoğumuz için oldukça zor. 

Ayrıca yoğun biçimde geçmiş ve gelecek hakkında düşünmek, stresimizin artmasına yol açıyor. Geçmişte yaşadığımız kimi üzücü olaylara takılı kalmış olabiliriz. Ya da gelecekle ilgili yoğun bir biçimde kaygı, endişe yaşıyor olabiliriz. Örneğin okulda sınavlardan önce yaşanan kaygılar, en sık yaşadığımız sıkıntılar arasında. Oysa dikkatimizi şimdiki ana yönelttiğimizde zihnimiz sakinleşmeye başlar, böylece içinde bulunduğumuz durumu daha net görebilmeye başlarız. Ardından, “şimdi bu durumda ne yapabilirim?” sorusunu sorduğumuzda, çok çeşitli seçenekler ve çözüm yolları üretebilmeye başlarız.

Başka bir deyişle uyanık ve odaklı bir zihin, mutlu bir zihindir!

Kendi haline bıraktığımızda, zihnimiz sürekli şu an dışında bir yerlerde gezinme eğilimindedir. Farkındalık, şu anda olanı fark etmek, zihnimizin nereye kaydığını görmek ve onu tekrar bilinçli bir şekilde şu ana getirmektir. Biz bu basit uygulamayı yaptıkça hem zihnimizin nerelere gittiğini görmüş hem de farkındalık becerimizi geliştirmiş oluruz.

Ama iş “dikkatini topla!” demekle olmuyor. Tıpkı farkı hareketleri bedenimize öğretmek gibi, bunun da antrenmanı var. Yani zihnimizi odaklanma konusunda eğitmemiz gerek. Buna yönelik çok çeşitli ve eğlenceli odaklanma çalışmaları var.

Bu konu hakkında çok fazla kaynak da mevcut. Önde gelen Türkçe kitaplar, web sayfaları ve online uygulamalara yararlı kaynaklar sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

 

Stres demişken;

Amerika’da farklı yaş grupları üzerinde yapılan bir araştırma, en çok gençlerin strese maruz kaldıklarını ortaya koyuyor. Eh, memleketimizde de durumun farklı olduğunu sanmıyoruz. Stresin mekanizması, bedenimizde ve zihnimizde ne gibi etkilere yol açtığını öğrenmek için sınavda stres yönetimi yazımıza göz atabilirsin. Ancak şimdilik; hayatımızın en verimli, ama diğer yandan da en stresli olan bu dönemini daha sakin, odaklı, verimli ve başarılı geçirebileceğimizi bilmek önemli. Ve bu konuda yapabileceğimiz çok şey var.

Farkındalığın bir diğer boyutu ise, olanı olduğu gibi, yargılamadan kabul etmektir dedik. Ne yani, başımıza gelen her şeyi kabul mü edeceğiz? Elbette hiçbir şey yapmadan öylece durmayı kastetmiyoruz. Olanı abartmadan veya önemsizleştirmeden, yok etmeye veya bastırmaya çalışmadan olduğu haliyle görmek önemli. Yani her şeye “ay ne güzel” demek değil; güzeli, çirkini, tehlikeyi, güvenli olanı net biçimde görebilmek. İçinde bulunduğumuz durumları olabildiğince berrak görebildiğimizde, yine sağlıklı seçimler yapabilme olanaklarımız artıyor. Yani, “olan oldu, şimdi neler yapabilirim?” dediğimizde, yaşadığımız sorunların üstesinden gelebilme becerilerini geliştiriyoruz.

 

Biraz da farkındalığın ne olmadığından bahsedelim;

Öncelikle bu dinsel bir çalışma değil. Yani ibadet veya spiritüel/mistik bir çalışma yapmıyoruz. Farkındalık çalışmaları yaparken gerçeklikten kopmuyoruz, aksine gerçeği olabildiğince berrak biçimde görebilmenin yollarını araştırıyoruz. Ama farkındalık zihnimizi susturmak, tamamen düşüncelerden temizleyip boşaltmak da değil. İçinde bulunduğumuz durumları net olarak görebilmek için de duygu ve düşüncelerimizle mesafe kurmayı; bir adım geri çekilerek onları dışarıdan gözlemeyi öğreniyoruz. Son olarak farkındalık, sihirli bir değnek, her derde deva iksir değil. Her seferinde kendimize dikkatimizi odaklamayı hatırlattıkça, bu becerimiz biraz daha gelişiyor ve bu süreç hayatımızın sonuna kadar devam ediyor 🙂