Bir önceki yazımızda stresi yaratan unsurlardan ve en temel meselelerimizden olan sınav stresiyle nasıl başa çıkabileceğimizden söz etmiştik. Hayatımızın bu yoğun ve yorucu döneminde ihtiyaç duyduğumuz bir diğer önemli şey de, konsantrasyonumuzu artırabilmek. Bizi başarıya götüren önemli bir husus; ödev yaparken, test çözerken, konu anlatımlarına bakarken kolayca dağılmama, odaklanma süremizi olabildiğince uzun tutabilme becerisi elbette.
Hatırlayacağımız üzere farkındalık, dikkatimizi bilinçli bir şekilde şimdiki ana yöneltmek anlamına geliyor. Bu anlamıyla farkındalık çalışmaları, temelde birer zihin egzersizleridir. Yani geçmiş, gelecek ve hayaller arasında gezinen zihnimize şu ana konsantre olma ve odağını belli bir süre orada tutma komutunu veriyoruz. Bu çalışmaları yaparak beynimizin belli bölgelerini -başta prefrontal korteks 1Burası beynimizin evrimsel olarak da en son gelişen kısmı ve durumları net biçimde görebilmemizi, planlar yapabilmemizi, dürtülerimizi kontrol etmemizi, mantıklı olarak düşünüp karar vermemizi, akıllıca adımlar atmamızı sağlayan bölümdür.– çalıştırıyor, ve bu yolla yeni nöral bağlar kurulmasını sağlıyoruz. Tıpkı fiziksel çalışmalarla kaslarımızı güçlendirdiğimiz gibi.
* Burası beynimizin evrimsel olarak da en son gelişen kısmı ve durumları net biçimde görebilmemizi, planlar yapabilmemizi, dürtülerimizi kontrol etmemizi, mantıklı olarak düşünüp karar vermemizi, akıllıca adımlar atmamızı sağlayan bölümdür.
Aslında bir iş üzerinde uzunca süre odaklanamamak ve dikkatimizin çok çabuk dağılması, çağımızın yaygın sorunu. Bunun da en önemli sebeplerinden biri, modern hayatın bizden beklediği ve çok marifetmiş gibi sunduğu “aynı anda birden çok iş yapma” (multitasking) eğilimi. Bilgisayarlar tam da bu iş için üretildi ve aynı anda birden çok programı açıp onlar üzerinde işlem yapabilmemize olanak tanıyor.
Ancak beynimiz öyle çalışmıyor ve ancak tek seferde tek işlem (single tasking) yapabiliyor. Yani aynı anda hem yürüyüp hem telefonla konuştuğumuzda, veya yemek yiyip tv izlediğimizde, aslında bu işlerden birini farkında olmadan, yani oto-pilot modda yapmış oluyoruz. Üstelik yapılan araştırmalar, aynı anda birden çok işi yaparken harcadığımız sürenin, bu işleri teker teker yaparken harcadığımızın yaklaşık iki katı ve verimliliğin neredeyse yarısı olduğunu gösteriyor. Hata yapma riskini de bir o kadar artırmış oluyoruz. Dolayısıyla ders çalışırken aynı anda twitterda gezinmeyi veya instagramda hikaye paylaşmayı bir kez daha düşünün 😉
Konsantrasyonumuzu geliştirmek için uygulayabileceğimiz en temel yöntem nefes farkındalığı çalışması. Dikkatimizi nefesimize yönelttiğimizde, odağımızı doğrudan şimdiki ana çekmiş oluyoruz. Her gün düzenli olarak (5-10 dakika) nefesimizi izleme çalışması yaparak odaklanma becerimizi artırabilir ve dikkat dağınıklığının önüne geçebiliriz. Şöyle düşünebiliriz: Sadece bir kere spor salonuna gidip fitness yaptığımızda neler olur? Hafta 3-4 kere düzenli yaptığımızda neler olur? “Konsantrasyon kaslarımızı” güçlendirmek için de, düzenli uygulamanın çok büyük önemi var.
Kulağa çok basitmiş gibi geliyor, sadece otur ve nefesini izle! Ama yapması o kadar kolay değil 😊 Çünkü zihnimizi bu yönde eğitmedik, okularda da bu temel beceriyi nasıl geliştireceğimiz bize öğretilmedi! İstersen, yazının devamına geçmeden önce biraz mola ver ve bu yönergeleri okuduktan hemen sonra uygulamayı dene. Zaten bu işler, keman çalmak veya basketbol oynamak gibi kitaplardan okuyarak veya videodan izleyerek değil, uygulayarak öğrenilir. Nefes farkındalığı ses kaydını dinleyerek de bu uygulamayı yapabilirsin.
“Sandalyede oturuyorsan sırtını sandalyeden uzaklaştırıp dik bir pozisyona geç, ayak tabanlarının yerle temasını hisset, ellerin bacaklarının üzerinde dinlensin ve eğer rahatsan gözlerini kapat. Şimdi dikkatini nazikçe nefesine yönelt. Nefesini değiştirmeden, sadece bırak olduğu gibi aksın. Belki uzun-kısa, belki derin-sığ, belki düzenli-düzensiz bunun hiç önemi yok. Analiz etmeden sadece izle… Her nefes alış-verişinde biraz daha rahatla; gitmen gereken hiçbir yer yok, yapman gereken bir iş yok… Sadece kendine odaklan ve nefesinin içinde dinlen… Dikkatin dağıldığını fark ettiğinde, nereye gittiğine bak, nazikçe oradan uzaklaş ve nefesine geri dön.”
Zihnimizin dağıldığını, gezindiğini fark etmek son derece önemli. Bu sayede, gündelik hayatta kaygı öfke gibi önleyemediğimiz duygu girdapları içine girdiğimizi veya yaşadığımız birtakım olayları sürekli zihnimizde çevirip durmaya başladığımızı fark ediyoruz. Hemen ardından bir adım geri çekilmeyi kendimize hatırlatıyoruz. Bu geri çekilme, duygu ve düşüncelerimizle mesafe koyma alışkanlığı geliştirmemize yardımcı oluyor. Bu konuyu da ilerideki yazılarımızda ele alacak ve yine egzersiz önerilerinde bulunacağız.
Şimdilik hoşçakalın…